Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi
Hastalığı önlemek, sağlığı geliştirmek ve yaşam süresini uzatmak için önlemler
Psikolojik, genetik ve davranışsal faktörlerin tümünün etkilendiği bir hastalık
Teknolojinin insanı kontrol etmesi durumu
Gerekli görülürse hastanelerin bağımlılık tedavi merkezlerine yönlendirilebilir
Stresiyle başa çıkarak yeteneklerini fark etmelerini sağlayan zihinsel iyilik hali
Nikotin sebebiyle bağımlılık yapan ve dünyada en çok suistimal edilen maddelerden biri
Beyindeki ödül-haz mekanizmasının belirli bir davranışın tekrarıyla aktive edilmesi
Alkol ya da maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmayı önlemede önemlidir
Bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli
İçerisinde buharlaştırılmış nikotin barındıran ve zararlı olarak bildirilen ürün
2017’deki 3 milyon ölümün 1,85 milyonu birincil önlemeyle önlenebilir nitelikteydi
Bağımlılıkla mücadele ederek iyileşebilmeleri süreci
Fiziksel ve psikolojik zararlarının bilinmesine rağmen maddelerin bırakılamaması
Bireyin daha da değerli bir şey elde etme umuduyla değerli bir şeyi riske atması
İyileşmenin ilk süreci, kullanılan maddenin bırakılması ile vücudun arınmasıdır
Bireyin sağlıklı bir şekilde topluma yeniden entegre olma süreci
Bağımlılıkta kırılgan gruplar, belirli risk faktörleri nedeniyle bağımlılıkla daha fazla mücadele eden veya bağımlılıkta yüksek risk altında olan grupları ifade eder.
Dünyada ve Türkiye'de bağımlılık giderek yaygınlaşan bir toplumsal sorun haline gelmektedir. Bağımlılık sorunlarında kırılgan gruplar yüksek risk altında olan veya dezavantajlı durumda bulunan, özel dikkat ve destek gerektiren toplumsal grupları ifade eder.
Bu gruplar, sosyal, ekonomik veya psikolojik faktörlerden dolayı bağımlılığa daha yatkın olabilmekte ve tedavi ve destek hizmetlerine erişim konusunda zorluklarla karşılaşabilmektedir. Kırılgan gruplar için erişilebilir, kültürel olarak uygun destek hizmetleri sunmak bağımlılıkla mücadelede etkili bir yaklaşımdır.
Uluslararası Yeşilay Federasyonu (UYEF) olarak, bağımlılıkta kırılgan grupların öneminin farkındayız ve bu amaçla UYEF üyesi Ülke Yeşilaylarıyla birlikte çeşitli önlemler ve projeler hayata geçirmekteyiz. Bağımlılıkla mücadelede öncelikli hedefimiz, gençler, düşük gelirli bireyler, travma yaşamış kişiler, sosyal izolasyon içinde olanlar ve benzeri kırılgan gruplara yönelik bilinçlendirme faaliyetleri düzenleyerek etkili destek sistemleri oluşturmaktır. Üye Ülke Yeşilaylarıyla iş birliği yaparak, bu kırılgan gruplara yönelik özel ihtiyaçları anlamak ve onlara daha etkili bir şekilde ulaşmak için çeşitli eğitim programları, seminerler ve kampanyalar düzenlemekteyiz.
Aynı zamanda, bağımlılıkla mücadelede toplumun genelinde farkındalığı artırmak için ortak projeler geliştirerek uluslararası düzeyde iyi uygulama örneklerini paylaşmaktayız. Bağımlılıkla mücadelede kırılgan grupları destekleme çabalarımız, sadece bireyleri değil, aynı zamanda toplumları dayanışma içinde bilinçlendirme amacını taşımaktadır. Bu doğrultuda, uluslararası platformlarda iş birliklerimizi geliştirerek ve kırılgan gruplar hakkında bilinçlendirme çalışmaları yaparak kırılgan grupların bağımlılıkla mücadelede daha güçlü bir konuma gelmelerini desteklemekteyiz.
Bu gruplar genellikle toplum içinde belirgin risk faktörlerine sahip oldukları için bağımlılıkla mücadelede özel dikkat gerektiren kırılgan gruplar olarak değerlendirilir. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadele politikaları ve programları bu grupların özel ihtiyaçlarını dikkate almalı ve onlara uygun destek sağlamayı hedeflemelidir.
Gençler, beyin gelişiminin devam ettiği ergenlik döneminde bağımlılığa karşı daha hassas olabilirler. Ergenlik dönemi, risk alma davranışlarına yatkınlığı artırabilir ve bağımlılık gelişimi için bir zemin oluşturabilir. Gençler bu dönemde aynı zamanda eşitsizlik, aile sorunları, akademik baskı veya akran baskısı gibi faktörlere maruz kalabilirler. Genç yaşta maruz kalınan stres, baskı veya travma, genç bireyleri bağımlılık açısından daha kırılgan hale getirebilir.
Yoksulluk, işsizlik, evsizlik veya sosyal dışlanma gibi sosyo-ekonomik faktörlere maruz kalan bireyler, bağımlılık riski altında olabilirler. Ekonomik güçlükler, stres, travma ve zor yaşam koşulları, bağımlılığa yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, düşük gelir seviyeleri bağımlılıkla mücadelede daha sınırlı kaynaklara erişim anlamına gelebilir. Bu da bağımlılıkla mücadelenin önündeki önemli bir engel olarak görülmektedir.
Zihinsel sağlık sorunları, bağımlılıkla mücadelede kırılganlık oluşturabilir. Depresyon, anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu veya ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler, bağımlılık davranışlarına yönelme eğilimi gösterebilirler.
Hapishanede veya tutukevi gibi zor yaşam koşullarına maruz kalan bireyler, bağımlılık sorunlarına yatkın olabilirler. Cezaevi ortamı, stres, sosyal izolasyon, geçmiş travmalar ve erişilebilirlik gibi faktörler bağımlılığı teşvik edebilir. Aynı zamanda hapishane ve tutukevi gibi sosyal bağlantıların zayıf veya eksik olduğu ortamlarda bireyler bağımlılıkla mücadelede daha savunmasız hale gelebilirler.
Göçmenler ve mülteciler, yeni bir kültür ve topluma uyum sağlama sürecinde zorluklarla karşılaşabilirler. Uyum sorunları, dil bariyerleri, ayrımcılık, kayıp ve travma gibi faktörler, bağımlılığa duyarlılığı artırabilir.
Travmatik olaylara maruz kalmış bireyler de bağımlılık riski taşıyan bir grup olarak kabul edilebilir. Bu, travmanın neden olduğu duygusal zorluklarla başa çıkma amacıyla madde kullanımına yönelik bir eğilim gözlemlenebilir.
Bağımlılık ve Halk Sağlığı alanlarında sorularınızı cevaplamak için...
Tüm Hakkı Saklıdır 2024 © Uluslararası Yeşilay Federasyonu
Kişisel Verilerin Korunması Politikası
Gizlilik Politikası
Kurallar ve Koşullar
Copyright 2024 © Uluslararası Yeşilay Federasyonu