Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi
Hastalığı önlemek, sağlığı geliştirmek ve yaşam süresini uzatmak için önlemler
Psikolojik, genetik ve davranışsal faktörlerin tümünün etkilendiği bir hastalık
Teknolojinin insanı kontrol etmesi durumu
Gerekli görülürse hastanelerin bağımlılık tedavi merkezlerine yönlendirilebilir
Stresiyle başa çıkarak yeteneklerini fark etmelerini sağlayan zihinsel iyilik hali
Nikotin sebebiyle bağımlılık yapan ve dünyada en çok suistimal edilen maddelerden biri
Beyindeki ödül-haz mekanizmasının belirli bir davranışın tekrarıyla aktive edilmesi
Alkol ya da maddeyi bıraktıktan sonra tekrar kullanmayı önlemede önemlidir
Bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli
İçerisinde buharlaştırılmış nikotin barındıran ve zararlı olarak bildirilen ürün
2017’deki 3 milyon ölümün 1,85 milyonu birincil önlemeyle önlenebilir nitelikteydi
Bağımlılıkla mücadele ederek iyileşebilmeleri süreci
Fiziksel ve psikolojik zararlarının bilinmesine rağmen maddelerin bırakılamaması
Bireyin daha da değerli bir şey elde etme umuduyla değerli bir şeyi riske atması
İyileşmenin ilk süreci, kullanılan maddenin bırakılması ile vücudun arınmasıdır
Bireyin sağlıklı bir şekilde topluma yeniden entegre olma süreci
06.12.2024
Bağımlılıkta iyileşmenin ilk süreci, kullanılan maddenin bırakılması ile vücudun arınmaya başlamasıdır. Maddenin bırakılmasını, maddeden uzak durma süreci izler. Maddeden uzak durmak her zaman kolay olmayabilir. Kişinin, hayatında büyük değişiklikler yapması gerekebilir.
İyileşmek için maddeyi bırakmak ilk adımdır ancak tek başına yeterli değildir. İyileşmek, değişmeyi gerektirir. Kişinin kendinde ve hayatında değiştirmesi gereken şeyler vardır.
Bağımlılık, kişide bir süreç içinde gelişir. Nasıl ki bağımlılığın gelişmesi için bir süreç gerekiyorsa, bağımlılıktan kurtulmak da bir değişim süreci gerektirir. İnsanlar en çok bu noktada tedaviden korkarlar. Çünkü değişim, korkutur. Kişiler, davranış biçimlerini değiştirmek zorunda kaldıkları noktada, geri adım atabilirler. Bu noktada, kişileri değişime yönelik motive etmek gerekir. Motivasyon süreci, tedavinin önemli bir parçasıdır.
Kişinin, değişim sürecine girmeden sadece maddeyi bırakması ve uzaklaşmaya çalışması geçici çözümler getirir. Kalıcı olarak bir çözüm getirmez. Bağımlı ailelerinden sıkça duyulan, "1 ay bırakmıştı ama sonra tekrar başladı" gibi cümleler, tam olarak bununla ilgilidir. Kişi, maddeyi bıraktığı zaman, bütün süreç tamamlanmış gibi davranır, ancak asıl önemli olan tekrar başlamamak için sarf edilen çabadır.
Bağımlılıkta iyileşmenin ilk süreci, kullanılan maddenin bırakılması ile vücudun arınmaya başlamasıdır. Maddenin bırakılmasını, maddeden uzak durma süreci izler. Maddeden uzak durmak her zaman kolay olmayabilir. Kişinin, hayatında büyük değişiklikler yapması gerekebilir. Örneğin; madde kullandığı ortamlardan uzak durmak, birlikte madde kullandığı arkadaşlarıyla görüşmemek, madde temin ettiği kişilerin ona ulaşmaması için telefon numarasını değiştirmek gibi günlük hayatını etkileyecek birçok değişiklik yapması gerekir. Bazen kişiler yaşadıkları çevreyi bile değiştirmeyi düşünebilirler.
Kişinin bu değişikliklere uyum sağlaması ve bunları sürdürebilmesi, tedavinin devamlılığı açısından çok önemlidir. Maddeyi bırakma sürecinde, maddeyi hatırlatacak en ufak bir durumdan bile kaçınılmalıdır. Çünkü kişi kendisi maddeyi bıraksa bile, beyni istemeye devam eder. Beynin isteklerine karşı koymayı öğrenene kadar, yapılması gereken şey; tehlikelerden uzak durmaktır.
İyileşme süreci, kişinin maddesiz bir yaşamla bütünleştiği ve değiştiği bir süreç olarak görülmelidir. Kişi kendini tanımaya ve anlamaya başlar ve madde kullanıma neden olan etkenlerin farkında olarak, bunları değiştirmeye çalışır. Aynı zamanda görülen ruhsal sorunlarıyla da baş etmeye başlar. Böylece, yaşadığı ruhsal sorunların çözümünü maddede aramaması gerektiğini öğrenir. Maddenin, kendisinde yarattığı etkileri öğrenir. Tekrar kullanmaya başlamaması için gerekli bilgi ve beceriyi kazanır. Beyninin madde isteğine karşı koymayı öğrenir. Böylece dış dünyaya kendini hazırlar, çünkü her zaman hayatında tetikleyici unsurlar ve riskler olacaktır.
Bağımlılıkta kullanımı bırakma süreci kadar kullanımı bıraktıktan sonraki süreç de önemlidir. Kişinin maddeden veya alkolden bir süre uzak durup kullanıma tekrar başlamasına ‘'kayma'' adı verilir. Tekrar başlamayı önlemek için kayma dönemlerini bilmek, kaymanın sinyallerinin farkına varmak gerekir. Kişinin alkol veya madde kullanmadığı dönem Düzelme Dönemi’dir. Bu dönemde kullanım yoktur. ‘'Bir kereden bir şey olmaz'' diyerek tek bir kez bile kullanım olursa kişi artık Düzelme Dönemi’nden Deneme Dönemi’ne geçmiştir. Kullanımın kontrol altında olduğunu düşünüp kullanıma devam etmesi Denemeye Devam Etme Dönemi’dir. Bir süre sonra ilk kullandığı sıklığa ve miktarlara ulaştığında ise bu Eskisi Gibi Kullanma Dönemi olarak adlandırılır.
Kayma hemen gerçekleşmez, belli aşamalardan sonra gerçekleşir, gerçekleşmeden önce kişiye kayma yaşanacağının sinyallerini de verir. Bu sinyallerden bazıları alkol veya maddeyi rüyada görmeye başlamak, kullanıcı olan eski çevreyle tekrar görüşmeye başlamak, kendine bakmamaya başlamak, kendine fazla güvenmeye başlamak, alkol ve maddeyle ilgili olumlu şeyler düşünmeye başlamaktır. Kişinin riskli ortamlardan kaçınması, alkol veya madde isteğini tanıması ve bu istekle başa çıkma yöntemleri geliştirmesi tekrar başlamayı önleyen başlıca yöntemlerdir.
Bağımlılıkta iyileşme bazen uzun zaman alabilir. İyileşme dönemi içinde kayma yaşanması kişinin maddeyi veya alkolü bırakamayacağı anlamına gelmez. Önemli olan tekrar başlama riski doğduğu anda kişinin bu durumla tek başına başa çıkmaya çalışmayıp uzmanlardan yardım alması ve durdurabileceğine inanmasıdır. Bu gibi durumlarda kişinin kendini suçlamaması ve eleştirmemesi gerekir. Ortamı değiştirip bu duruma gereken önem verilirse tekrar başlama riski de ortadan kalkmış olur.
Bağımlılık tedavisinde kişinin tedaviye uyumu ve kişinin motivasyonu oldukça önemlidir. Alkol ve madde kullanıcıları ‘bu hastalığın bir tedavisi olmadığı' düşüncesindedir. Bu yanlış bir düşüncedir! İstekli ve kararlı olmak tedaviyi mümkün hale getirir.
Bağımlılık, şeker hastalığı gibidir. Tamamen iyileşmez ama düzelir. Tedaviye uyum sürecinde şeker hastalarının uyuşturucu madde kullananlara kıyasla tedaviye daha uyumsuz olduğu araştırmalarda gösterilmiştir. Fakat uyuşturucu madde kullanımında hastalığın tekrarı sadece fiziksel sorunlardan ibaret değildir. Sosyal, ekonomik ve adli sorunlar da beraberinde gelir. Diğer hastalıklara kıyasla uyuşturucu madde kullanımı, kişinin kendisinde ve ailesinde büyük yıkıma yol açtığı ve yaşam kalitesini düşürdüğü için hastalığın tekrar etmesi daha önemli hale gelir.
Bağımlılığın tedavisi uzun bir süreç gerektirir. Kişi tedavide ne kadar uzun süre kalırsa başarılı olma ihtimali de o kadar artmış olur. Başarılı bir sürecin devamı için kişinin kendisine bağımlı olduğunu hatırlatması, tedaviye uyum göstererek süreci yarıda kesmemesi gerekir.
Tedavinin başarılı olmasını etkileyen en önemli faktör ise kişinin istekli ve kararlı olmasıdır. Tedavi süresince kişinin hayatındaki değişimlere ailenin de uyum sağlaması gerekir. Bu nedenle ailenin desteğinin sürece etkisi büyük önem taşır.
Tedavinin türü kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bu nedenle kişinin neye ihtiyacı olduğu, içinde bulunduğu çevre ve riskler göz önünde bulundurularak en uygun tedavi yöntemi uygulanmalıdır. Kişinin tedavi sürecinde profesyonel destek almasının iyileşme şansını arttırdığı unutulmamalıdır.
İş birliği fırsatlarınızı değerlendirmek ve ortak projeler için iletişim kurmak istiyoruz.
Bağımlılık ve Halk Sağlığı alanlarında sorularınızı cevaplamak için...
Tüm Hakkı Saklıdır 2024 © Uluslararası Yeşilay Federasyonu
Kişisel Verilerin Korunması Politikası
Gizlilik Politikası
Kurallar ve Koşullar
Copyright 2024 © Uluslararası Yeşilay Federasyonu